Soner Yalçın’a eleştiri

“`html

Turgay Develi, Soner Yalçın’ın Yazısını Değerlendirdi

Gazeteci ve siyasetçi Turgay Develi, Odatv imtiyaz sahibi Soner Yalçın’ın kaleme aldığı “Sovyetler Birliği’ni kim yıktı, AKP’nin çıkaracağı dersler” adlı yazısıyla ilgili düşüncelerini paylaştı.

Develi, “Yeni insanlar, eski partiler…” başlıklı yazısında, Yalçın’ın Sovyetler Birliği’nin çöküşüne neden olan siyasi yozlaşmayı ve AKP’nin iktidara gelişindeki değişiklikleri ele aldığı makalesinin özellikle “yeni insan” yaratamama konusunu tartışmaya açmayı faydalı bulduğunu ifade etti.

Develi’nin Bahsettiği Ana Noktalar:

Oda TV’de yer alan Soner Yalçın’ın yazısında, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü getiren siyasi yozlaşma ile AKP’nin iktidara gelişi arasındaki benzerlikler ele alınıyor. “Yeni insan” yetiştirememe konusunun üzerinde durulmasının, tartışmaları derinleştireceğine inanıyorum.

“Bu Olgu, İki Farklı Ülkede Niçin Farklı Sonuçlar Veriyor?”

Yalçın’ın işaret ettiği gibi, yeni insan yaratamamış olmak Sovyetler Birliği’nde Komünist Parti’yi zayıflatırken, Türkiye’de 22 yıldır iktidarda olan AKP’nin bu durumdan olumsuz etkilenmek bir yana tam aksine güçlendiğini düşünüyorum. Bu durumda merak edilen soru, aynı problemin iki farklı siyasi yapıda neden farklı sonuçlar doğurduğudur.

“Sovyetler Yeni İnsanlar Yetiştirmezse Patinaj Yaptı”

Sovyetler Birliği’nin ve onun partisi olan Komünist Parti’nin, yeni ve yenilikçi bireyler yetiştirmeden sosyalist sistemi sürdürememesi, böylece çöküşüne neden olmuştur. Türkiye’deki siyasi partilerin durumiyse tamamen farklı; bu partiler, statükoyu korumakla yükümlü bir yapı sergiliyor.

“Türkiye Siyasi İkliminde ‘Yeni İnsan’ İhtiyacı Yok”

Türkiye’deki siyasi partiler mevcut düzenin devamını sağlamak ve gerekli meşruiyeti oluşturmak için çalışıyor. Bu ortamda yeni insanın ortaya çıkmaması, sadece buna gereksinim duyulmamasından değil, aynı zamanda bunun aktif olarak engellenmesindendir.

“AKP’nin Geleceği Üzerine”

Soner Yalçın’ın yazısı bana AKP’nin geleceği hakkında düşündürüyor. Her seçim döneminde söylenen “gitti gidiyor” ifadeleri aksine, AKP’nin etkisinin 25 yıl sonra bile devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü, AKP bir bireye bağımlı olsa da, sosyolojik bir fenomen olarak varlığını sürdürecektir.

“Hizalanmanın Kaynağı Emperyalizm”

AKP’nin iktidardaki varlığı, yalnızca onun politikalarıyla sınırlı değil; aynı zamanda, bu durumu sürdüren yapay kimlik ayrımları ve emperyalizmin yarattığı zihinsel iklimle de bağlantılıdır. Ancak, bu durumu şekillendiren asıl aktör, Batı başkentleridir.

“Erdoğan’ın Stratejisinin Farkında Olmak”

Erdoğan’ın olası bir geleceği düşünüldüğünde, ona hafife alanlar için dikkat edilmesi gereken bir nokta var. İçeride güç dengesini kurduktan sonra, dış faktörlerden bağımsız bir şekilde siyasetini belirleyebileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.

“Seçmen Bunu Kontrol Edebilir mi?”

AKP’nin ve gelecekteki yöneticilerinin iktidarını sürdürmesi için oluşturulan siyasi iklimin beklenenin tersine sağcı ve muhafazakâr gücer değil, daha çok sol-liberal düşünce sahiplerine atfedilebileceği ortada. Bu, siyasetin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor.

“Dünya Çapında Değişim”

Ancak, tedavi edilmesi gereken koşullar dünya genelinde değişmeye başladı. AKP’nin kuruluş ideallerinden uzaklaşmasının birçok sorunu beraberinde getirdiği ve parti yönetiminin toplumsal kesimlerden kopmakta olduğu biliniyor. Artık yeni insanlar ve yeni fikirlere ihtiyaç duyulmaktadır.

“Sosyalizm ve Kapitalizm Karşıtlığı”

Sovyetlerin çöküşü, yalnızca kapitalizmin zaferi olarak değil; aynı zamanda sosyalizmin inşa edilmesi gereken temellerin yıkılması ile de ilgilidir. Türkiye’de de benzer bir durum, gerekli sorumlulukların yerinde olmaması nedeniyle ortaya çıkıyor. Ancak, zaman yeni anlayışlara ve insanlara kapı aralayacak.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir